otel dekorasyon

başa dön

İş ten Sonra Gelen Özel Zamanlar Mimar Mehmet Adsız

İş'ten sonra gelen özel zamanlar

Mimar Mehmet Adsız değil, Baba, Eş, Denizci ve Doğa Aşığı Mehmet Adsız

11 kriter göz önüne alınarak yapılan araştırmalarda dünyanın en stresli 10 işinden biri seçilen Mimarlık mesleği, tek bir iş gibi görünse de içinde bir çok farklı ekibi ve beraberinde organize olunması gereken durumu barındırıyor. Bunlara müşteri memnuniyeti, zamanlı iş teslimleri ve hayal ettiğinin gerçeğe dönüşmesi kısımları da eklenince stres kat sayısı gittikçe artan bir meslek oluyor.

Tüm bu strese ve yoğun iş temposuna rağmen tercihlerini doğadan, dostlardan, ailesiyle vakit geçirmekten yana kullanan Mimar Mehmet Adsızla işin dışındaki yaşamı konuştuk. Antalya Döşemealtı’ndaki müstakil villada, denizin mucizevi iyot kokusundan, kendi bahçesinden yaptığı pırasa hasadına kadar uzanan, bize de nefes aldıran röportaj oldu…


Evdeki Mehmet Adsız ile Dual Mimarlıktaki Mehmet Adsız arasında fark var mı?
Mutlaka farklar var ama gerçekçi olmak gerekirse yansımaları da var. İşteki hassasiyetimiz, titizliğimiz, personelimizle olan ilişkilerimiz, müşterilerimize yaklaşımımız, tartışmasız her zaman kalitenin yüksek olması yönünde. Her zaman en iyiyi yapmaya odaklanıyoruz. Ve bu ister istemez bazen evdeki yaşama da yansıyor. Titiz olmak gibi, zor beğenen bir tarafının olması gibi. Ama yoğunlukta değil tabi ki. Agresif yanım en sevmediğim ve istemediğim yanım. Bu konuda insanın kendisini kesinlikle frenlemesi gerekiyor. Bu durum sadece karşınızdakine değil, en az onun kadar size de zarar veriyor.

İkiz çocuklarınız var. Baba olduktan sonra hayatta neler değişti?
Baba olduktan sonra bu bahsettiğim agresif tarafta dahil, evde ve sosyal çevrede bir çok konuda törpülendim. Çocuklarla birlikte hayatımıza birçok özel an girdi. Mesela benim kapıyı özel bir çalışım var, ben kapıyı o şeklide çalınca çocuklar baba diye koşarak kapıya gelir ve iş dahil her şey o anda o kapının arkasında kalır.

İş evde var mı?

‘’Eve gelmek benim için işle ilgili kısa süreli bir hafıza kaybı’’
Ben işle ilgili konuları ya da durumları eve taşımaktan hoşlanmıyorum. Bunun için çaba sarf ediyorum. İşle ilgili şeyleri tekrar düşünmek, aynı noktalara tekrar takılmak evdeki güzel anları kaçırmanıza sebep oluyor ve evdeki anlar gerçekten çok kıymetli. Sabah arabaya bindiğimde işle ilgili her şey beynimde dönmeye başlar ve bu akşam eve gelip arabanın kontağını kapatana kadar devem eder. O kontak kapandıktan sonra her şey biter. Kısacası eve gelmek benim için kısa süreli bir hafıza kaybı. Bu aynı zamanda denize açıldığımda da geçerli. Tekneyle denize açıldığımda beynimde işe dair hiçbir şey kalmaz.

Şehir hayatına uzak bir eviniz var. Hayat burada nasıl geçiyor?
3 yaşında, ikiz çocuklarımız var ve biz çocuklarımızın şehrin keşmekeşliğinden uzak, ayakları toprağa basarak büyüsün istedik. Burada yediğimiz sebzelerimizi yetiştirdiğimiz küçük bahçemiz var. En son pırasalarımızın hasadını yaptık. Şimdi yeni ekim için hazırlıyoruz. Geçen yıl domates, patlıcan, salatalık, kabak bunların hepsini bahçemizde yetiştirdik.

Şehir den uzak olmak sosyal yaşamınızı nasıl etkiliyor
Eşimde bende misafir çok severiz. Bu hep böyleydi, çocuklarımız olmadan öncede olduktan sonrada. İnsanlar gelsin, yenilsin içilsin, sohbetler edilsin,  bu bizim hayatımızın bir parçası hatta çok önemli bir parçası. Nerdeyse her hafta sonu mutlaka misafirimiz olur. Burada bir misafir odamız var, isteyen kalır isteyen sabah kaldığı yerden güne devam eder. Biz burada kendimizi çok rahat hissediyoruz gelen misafirlerimizin de kendilerini iyi hissettiğine inanıyoruz. Misafirlerimizi ya burada ağırlıyoruz ya da teknemizde.

Mutfakla aranız nasıl?
Daha spesifik olarak cevap verecek olursam, et ve balık benden sorulur. Hazırlanmasından pişirilmesine kadar bizzat ilgilenmeyi seviyorum. Ama en iddialı olduğun şey ne derseniz kesinlikle ahtapot. Bunun üzerine çok denemem oldu ama sonunda istediğim lezzeti tutturdum. Bir anlamda kendi kendimin gurmesiyim diyebiliriz. Yemek işinde ne kadar butik yaparsanız o kadar lezzetli oluyor, çok kalabalık olduğunda bazen aynı lezzeti yakalamak mümkün olmayabiliyor.

‘’Tekneler limanda güvenlidir ama denizde seyir için tasarlanmışlardır. Çıkın rüzgarı hissedin, dalgayı hissedin ve geri gelin.’’

Tekne, balık, ahtapot… Denizle özel bir bağınız var. Biraz bundan bahseder misiniz?
Bende tıpkı çocuklarım gibi çok küçükken deniz tutkum başlamıştı. Yazları Konyaaltı sahilinden kopamazdım. Şimdilerde bu tutku 12.9m lik yelkenli tekne ile hem spor hem de hobiye dönüştü . Yelken ve deniz sporları dışardan bakıldığında çok masraflı bir hobi gibi görünüyor. Elbette bir takım masrafları var ama bu biraz da hayatınızdaki tercihlerle ilgili. Orta halli bir arabaya vereceğiniz parayla tekne alabilirsiniz ve inanın bunun size manevi olarak vereceği pozitif enerji burada anlatılamayacak kadar uzun. Bizim teknemiz kullanılan bir tekne. Yani gidip marinada vakit geçirmek için kullandığımız bir tekne değil. Yaz döneminde her hafta sonu ailecek denize açılıyoruz, geceyi bir koyda geçirip Pazar günü dönüyoruz. Çocuklarımızı bebekken denizle tanıştırdık. Onlar pusetlerindeyken denize açıldığımızda siz delisiniz diyenler de oldu. Şimdi ise çocuklarımız bizimle birlikte denizde olmayı çok seviyorlar.

Deniz, insana sahip olduklarının değerini öğretiyor. Günlerce denizde olduğunuzda evdeki konfor ve rahatlığı unutmanız gerekiyor. Yattığınız yataktan, duş aldığınız suya,  yediğiniz yemeğe kadar her şey kısıtlıdır. Deniz doğanın bir parçası ve siz o müthiş yerde birlikte var olmak için bir mücadele veriyorsunuz. Ve günün sonunda içtiğiniz bir fincan kahvenin tadını hiçbir yerde bulamazsınız. Tekneler limanda güvenlidir ama denizde seyir için tasarlanmışlardır. Bu nedenle limandan çıkıp rüzgarı, dalgayı hissedip geri gelin.

Antalya Yelken ve İhtisas Kulübü başkanlık görevine getirildiniz. Bununla ilgili nasıl çalışmalar var?
Öncelikle daha çok gencin, çocuğun ve yetişkinin güvenle ve kolayca seyir yapabildiği bir körfez hayalimiz var. Ne kadar çok insanı denizle ve yelkenle buluşturursak o kadar mutlu olacağız. Yelken hala amatör sporlar arasında. Bunu okullara yaymak gerekiyor. Ancak işin içinde deniz ve güvenlik olduğu için insanlar çekimser duruyor. Kulüp yönetimi olarak bu konuda özel çalışmalarımız olacak. Her yıl düzenli olarak organize ettiğimiz optimist, Lazer ve yatlar kategorisinde 7-8 yarışımız var. Bunlardan en yakını olan 19 Mayıs ve 30 Ağustosta gerçekleşecek olan yarışlar ile 24-27 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan bir Regatta organizasyonu var. Buluşma noktası Kaş olarak belirlenen organizasyonda Kaş’ta yapılacak yarışların ardından Antalya’ya doğru yol alınacak. Burada amaç yarıştan ziyade olabildiğince çok tekneciye aileleriyle birlikte güvenli bir şekilde seyir yaptırıp, herkesin bir araya gelerek denizciliği konuşabileceği bir atmosfer yaratmak.

Son olarak Keşkeler ve Hırslar Desek?
Şu anki hayatıma baktığımda, evlilik, çocuk, eş, iş gibi birçok konuda evlenmeden önce kurduğum hayallerin nerdeyse hepsini yaşadığımı görüyorum. İkiz çocuklarım, eşim, hobilerim, yaşadığım ev ve sayamayacağım bir çok şey bugünkü hayatımın temelini oluşturuyor. Ve bunun için her zaman şükrediyorum. Hırslara gelecek olursak işe başladığım ilk zamanlarımda işle ilgili hırslarım olmadı değil. Ama bugün çok paramız olsun, çok zengin olalım, daha da çok diyen bir aile değiliz. Böyle hırslarımız yok. Bir işim ve bu işin içinde tüm anlattıklarımı yapabilecek, ailemle vakit geçirebilecek zamanım var. Bu yüzden ben kendimi çok ama çok zengin hissediyorum. Ve bunun hep böyle devam etmesini umut ediyorum.

Mimar Mehmet Adsız, Lefke Avrupa Üniversitesi Mimarlık Bölümü 1999 mezunu. Dual İnteriors kurucu ortağı. 3 yaşında Desen ve Ayaz adında ikiz çocukları var. Eşi Hale Adsız ise özel bir okulda beden eğitimi öğretmeni ve profesyonel basketbol oyuncusu