Raffles İstanbul, kusursuz mimarisi ile Zorlu Center’da.
İstanbul’un modern, eklektik ve enerjik yanının yansıması olan “Raffles İstanbul”, iç mimarisi ile lüksü yepyeni boyutlara taşıyor.
Raffles İstanbul’un iç mekan dekorasyonu, 2013 yılında Gold Key Awards, Hospitality Design Awards, Perspective Awards, Boutique Design Awards ve European Hotel Design Awards tarafından pek çok ödüle layık görülen HBA (Hirsch Bedner Associates) imzasını taşıyor.
İç mekan tasarımlarında İstanbul’un zengin coğrafyasından ve kültürlerarası etkileşimlerinden ilham alındı.
Dünyanın önde gelen tasarım firmalarından olan HBA, Raffles İstanbul’da 185 konuk odasının yanında Lavinia Lounge, Long Bar, Writers Bar ve Balo Salonu’nu tasarlamış. Tüm iç mekan tasarımlarında; mekanın içinde bulunduğu coğrafya ve mimari yapı ile güçlü bir bağ kurulması ilk öncelik olarak ele alınmış. HBA tasarımcıları, Raffles İstanbul’un iç mimari konseptini kurgularken, İstanbul’un zengin coğrafyasından ve kültürlerarası etkileşimlerinden ilham almış.
Soyut bir “İstanbul Rüyası”...
Proje tasarım lideri olan Sandra Cortner da tesisin genel temasını şu şekilde aktarıyor.
“Önümüzdeki ilk soru; bu otelin kapılarından içeri giren bir misafir, nasıl bir atmosferle karşılanmak ister, bunu cevaplamaktı. Tarihi ve klasik bir iç tasarım olmayacağı açıktı. Ancak aşırı modern bir uçta da olmamalıydı. Biz de, bu iki ucu bağlayan, zamanlar üstü bir tema olmalı dedik... İstanbul’daydık ve bu güzel kenti, mekanların içinde de yaşatmak ve hissettirmek istedik. Sanat, tüm Raffles Otelleri’nin dokusunda olan, iç mekanlarla bütünleşen, onu kesintisizce tamamlayan bir unsurdur. İşte buradan yola çıkarak, ‘İstanbul Rüyası’ temasına ulaştık. Hayatta herşeyi körü körüne ve katı bir gerçeklikle anlatmaya gerek yok; bazı şeyler soyut olarak da kullanılabilir; rüyalar, düşler, hayaller vardır. Örneğin Raffles İstanbul’da uyandığınızda; yatağınızın arkasında Ayasofya’nın kandillerinden ilham alarak oluşturulmuş bir eser görürsünüz; ama bu bir fotoğraf değil, yumuşak, uçucu, soyut bir çizimdir.”
Otelin ana kapısından girişte, konukların ilk karşılandığı alan da işte bu bakış açısının güzel bir örneği olmuş. Zeminin altın rengi mozaik kaplı olduğu, yukarıda ise göz alıcı kristal bir avizenin konukları karşıladığı bu ana giriş –vestibül-, bir mücevher kutusundan esinlenilerek tasarlanmış. Buradan sonra görkemli lobi alanına, tam karşıda yaratıcısı Jean François Rauzier’nin “uzun zamandır unutulmuş bir hayalin gerçekleşmesi gibi” diye tanımladığı muhteşem Dolmabahçe “hiper-fotoğraf”ı ve ona solda Lavinia heykeli eşlik etmiş.
Raffles İstanbul Zorlu Center’ın odalarında ise, pastel ve düşsel bir renk paleti kullanılmış. Tüm yatak başları, “İstanbul Rüyası” temasının uzantıları olarak kurgulanmış.
Otelde bulunan sanat eserlerinin küratörlüğü, HBA’nın sanat danışmanı Canvas tarafından gerçekleştirilerek, Türk ve yabancı sanatçı eserlerine yer verilmiş. Koleksiyonun her parçası, otelin geneline yayılan “İstanbul Rüyası” temasını destekler nitelikte, özenle seçilmiş. İstanbul’un ikonik yapı taşlarına direkt göndermeler bulunan eserlerde; Dolmabahçe Sarayı, Aya Sofya, İstanbul’un zengin kültürünü yansıtan kaftanlar, mücevherler ve vapurlar kullanılmış.