Sanat, moda ve mobilya; üçü bir arada!
Tasarımcılar nesneleri olduğundan farklı tasarlayarak hem şaşırtıcı bir estetik hem de aykırı mekan mobilyaları yaratıyor.
Tasarımın temel mantığında basit olanı gerçekleştirmek vardır. İşte o zaman yaratıcılığın ne kadar kuvvetli ve yapılan tasarımın ne kadar zekice olduğu ortaya konulmuş olur. Herkesin aklına gelebilecek denli göz önünde olanı bulup çıkartmak da zaten gerçek tasarımın temel gücüdür. Sayfamızda yer verdiğimiz Hollandalı tasarımcının dev örgüleri de işte bu kadar basit bir kaynaktan geliştirilen yaratıcı bir tasarım örneğidir.
Tasarımda makro düzey yaklaşım...
Tasarımlarında makro düzeyli bir yaklaşım sergileyen tasarımcı Knottnerus, büyük ölçekli dokuma nesneleri kullanarak çarpıcı nesne mobilyalar tasarlamış. 2008 yılında "Phat Knit" isimli bir seri olarak tasarladığı koleksiyonunda; klasik yün örme tekniğini kullanmış. Estetik ve sanatsal duruşunun haricinde, hem koltuk hem de halı formları oluşturmuş.
Dev şişler ve dev ilmeklerle mobilyada sanat imgesi...
Tasarımda, şeritler halinde bulunan ve yaklaşık 10 cm çapındaki dev şeritler, yine yaklaşık aynı çaptaki PVC borulara elle ilmekler atılarak örülmüş. Knottnerus ve bir yardımcısının beraber ördükleri tasarımları hayata geçirirken zorlanılan tek şey, ip kalınlıkları nedeniyle ilmek atılırken sarf edilen efor olmuş.
"Tasarımlarımın maddi sonucu değil, manevi tatmini önemli…"
Büyük ölçekli mobilyalar çalışan tasarımcı Knottnerus, kendisini gerçek anlamda bir mobilya tasarımcısı olarak görmediğini belirtiyor. Zaten eserleriyle de kendisinin sanatçı yönünü ön plana çıkartıyor. Bu anlamda "Phat Knitt" koleksiyonunda da zaten salt tekstil malzemeleriyle bile mobilya üretilebileceğine dikkat çekmiş. Tasarımları da ilk olarak Momu Moda ve Sanat Galerisi'nde sergilenmiş.
Hayatın merkezinde, ilmek ilmek dokunan sanatsal formlar…
Tasarımcı Knottnerus gibi, örme tekniğini kullanan başka kişiler ise İrlandalı tekstil tasarımcısı Claire Anne O'brien ve Aleksandra Gaca… Onlar da örme tekniğini modernize ederek hayatın merkezine taşımışlar. Yine büyük ölçeklerde yine mobilya formlarında… Her ikisinin de yaratıcılığı, merkeze aldıkları örgü fikrinden doğmuş. Bu da gösteriyor ki her tasarım bir başka tasarıma davet, bir başka düşünce biçiminin farklı bir ustalıkla yeniden doğması demek. Örnekleri çoğaltmak pek tabii ki mümkün. Ama sonuç olarak, deco-sanat, aslında; hem eğlenceli hem sıra dışı hem farkındalık yaratıcı detaylarla hayatı örmek demek…