Akdeniz kıyılarından Barok esintisi: Side Royal Palace Otel & Spa
Side Royal Palace Otel & Spa, kendine özgü seçkin mimarisi, şık atmosferi, farklı detaylarıyla birlikte Akdeniz kıyılarının büyüsünü misafirlerine sunuyor.
Mimar Gürbüz Yazıcı
Mimar Gürbüz Yazıcı tarafından tasarlanan otelde müşterilere 16. ve 18. yüzyıllar arasında gelişen Barok mimarisinin esintilerini ve dönemin yaşam tarzını hissetmeleri hedeflenmiş.
Tasarımın başlangıcı ve geliştirilmesi için ele alınan konsept, günümüz mimari ve inşa enstrümanları kullanılarak oluşturulmuş. Vurgulanmak istenen tema, özünü koruyarak mümkün olduğunca hassas çerçeveler içerisinde gerçekleştirilmeye çalışılmış. Otelde yaşayan müşterilerin Barok dönemine uygun bir şekilde kendilerini ayrıcalıklı hissetmeleri için dönemin detayları tasarımcıların yorumuyla otele yansıtılmış.
Otelin inşa edildiği bölge çeşitli mimari anlayışlar ile çeşitlilik gösteren bir merkez olduğu için Side Royal Palace kendi tarzı ile bulunduğu bölgeye farklılık getirmiştir. Barok esintileri taşıyan cephelerin tamamen tek renk ve beyaz olarak kurgulanması, geçmiş sanat akımlarının ne denli saf ve tartışılmaz olduğunu ön plana çıkartmış ve günümüzde birçok kez karşımıza çıkan eklektik ya da tek düze ele alınmış yapılar arasında farkındalık yaratılması sağlamıştır.
“Rüya Otel”
Mimar Gürbüz Yazıcı, “Açıldığı günden itibaren misafirler ve turizm camiası arasında “rüya otel” olarak nitelendirilmesi proje grubu olarak bizlere ayrı bir gurur yaşatmaktadır” açıklamasında bulundu.
Side Royal Palace Otel & Spa’nın iç mimarisi ise İlker Biner’e ait. Otelin iç mekan tasarımında da otelin mimarisinden esintiler yansıtılmış. Hafif çizgilerle beyazın yoğunluğu iç mekanda kullanılmış. Spa ve Irish bar bölgesinde daha özgür ve kendine has çözümler düşünülmüş. Mermer duvar, duvar kağıdı, duvar kaplaması gibi kalıcı bileşenler beyaz, hareketli mobilya ve tekstil grubunun renk geçişleri ile tamamlanmış.
İç Mimar İlker Biner - Detay İç Mimarlık
İçmimar İlker Biner, Side Royal Palace Otel & Spa ile ilgili, “Projemizin kısa sürede başarı ile gelişmesi ve tamamlanmasında mimari tasarım süreci ile iç mimari tasarım sürecinin birlikte ilerlemesinin katkısı büyük. Genelde bu süreç önce mimari projenin tamamlanması, ardından iç mimari projenin hazırlanması olarak yürütüldüğü için ve daha sonra mimari projede revizyonlara gidildiği için geriye dönüşler yaşanmakta ve bu da zaman kaybına neden olmaktadır. Yaklaşık iki yıldır mesleğinde gerçekten çok başarılı olan arkadaşım Mimar Gürbüz Yazıcı ile birlikte çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Ortaya başarılı bir eser çıktıysa bu hepimizin başarısı ve gururudur. Bu vesile ile projede büyük emekleri olan ekip arkadaşlarım, öğrencilerim ve meslektaşlarım İçmimar Rafide Sevinik ve İçmimar Halil İbrahim Çimen’e de teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.