Gözler Türkiye’nin yeni nesil hastanelerinde
Kimine hücrelerin, kimine ise yeşilin gücü ilham oldu. Mimari tasarımları ile sağlık sektöründe çığır açan Türkiye’nin yeni nesil hastaneleri, dünyada çapında örnek yapılar olarak gösteriliyor.
Türkiye sağlıkta parmak ısırtan başarılara imza atıyor. Bu başarı sadece teşhis ve tedavide hekimlerin gösterdiği yüksek performanslarla da sınırlı değil. Son dönemde hayata geçirilen hastane ve sağlık kompleksi yatırımlarıyla da Türkiye dikkatleri üzerine çekiyor. İnsan vücudunun kendi kendini iyileştirme yeteneğinden ilhamla tasarlanan hastaneler, yeşil binalar ve depremde bile kesintisiz hizmet üzerine inşa edilen dev sağlık kompleksleri başarılı projelerden sadece birkaçı…
Farklı bir bakış açısı gerekiyor
Sağlık projeleri mimaride farklı bir bakış açısını da zorunlu kılıyor. Çünkü sahip olduğu dinamikler nedeniyle sağlık projelerine çok daha fazla özen gösterilmesi gerekiyor. Tasarımlarda, mimari estetiğin yanı sıra, tıbbi operasyonlardan, hemşireler için yürüme mesafesine, görüntüleme ve diğer elektronik cihazların alt yapısından, özel klima sistemlerinden radyasyondan korunmaya kadar birçok ayrıntı önemli rol oynuyor. Hastane yapılarının çok daha uzmanlık gerektiren komplike binalar olduğunu belirten uzmanlar, tıp teknolojisinden insan psikolojisine kadar birçok konuya hakim olunması gerektiğine dikkat çekiyor.
Liv Hospital insan vücudundan ilhamla tasarlandı
İstanbul/Ulus ve Ankara olmak üzere toplam 57 bin metrekare kapalı alana sahip Liv Hospital, insan vücudunun kendi kendini iyileştirme yeteneğinden ilhamla
tasarlandı. Mimari yaklaşımındaki özellikli konseptin, içeriye adım atar atmaz hissedildiği hastanede, misafirler ferahlık, zindelik ve iyileşme duygusu fikrini hissediyor. Mimar Fikret Günday, insan vücudunun yumuşak, yuvarlak hatlarını binanın içinde mikro ve makro düzeyde mimari tasarımda kullanıldığına dikkat çekiyor. Fikret Günday ”İnsan vücudunda hücrelerinin kendini yenilemesi ve dokular arası iletişim mekanizmasından esinlenerek bu organik yapının, dinamik, yaşayan dokusu hastanemizin mimari konseptine birebir yansıtıldı. Özellikle girişteki danışma masasının yumuşak kenarlı konsepti, hasta odaları ve asansörler dahil olmak üzere bu çizgiyi çok net bir şekilde görmek mümkün. Ayrıca hastane girişindeki ferahlık hissi ve derinlik konsepti, misafirlere hastaneden iyileşerek çıkabileceği fikrini de pekiştiriyor” dedi.
Hasta odaklı mimari konsept içinde, yuvarlak, keskin olmayan hatlar, odalar, tuvaletler ve tüm ortak kullanım alanları içinde kendini gösteriyor. Yumuşak hatlar her türlü yaralanma ve olası düşmelere karşı misafirleri korumayı hedefliyor. Buna paralel olarak, mekan içinde gözü yormayacak şekilde kullanılan, indirekt ışıklandırma ile mekanda ferahlık sağlanıyor.
Hastane, mimarisi ve teknik altyapısı, enerji verimliliği yüksek LED aydınlatma sistemleri, bina otomasyon sistemi, değişken hız teknikleri uygulamaları sayesinde çevreci hastane unvanına da sahip.
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi yenilenme projelerine örnek olacak
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi iddialı bir yatırım ile yenileniyor. Yeni yatırımla toplam kapalı alanı 55 bin metrekareden 250 bin metrekareye çıkacak olan hastanenin 2017 yılında hizmete açılması planlanıyor. Hastane birçok konuda kamu yatırımlarına öncülük edecek. Öncülük edeceği unsurlardan biri de Leed Gold (Yeşil Bina) Sertifikası…Leed Gold (Yeşil Bina) Sertifikasına aday ilk kamu hastanesi olan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yenilenme çalışmalarında İstanbul Proje Koordinasyon Birimi, Altensis ve Taş Yapı görev alıyor. Örnek bir kamu projesi olarak gösterilen hastanenin inşasında depreme karşı sismik izolasyon teknolojisi kullanılıyor.
Odalar 5 yıldızlı otel konforunda olacak
1000 yataklı yeni hastanenin tek ve çift kişilik tüm odaları 5 yıldızlı otel konforunda olacak. İçerisinde mağazaların da yer alacağı yeni Okmeydanı Hastanesi’nde yıllık 1 milyon 500 bin ayakta ve 50 bin yatan hastaya hizmet verecek. Hastanede toplam ameliyathane sayısı ise 17’den 28’e çıkacak. İnşasında üçlü sarkaç tipi sismik izalotörler kullanılıyor. Binaların yer değişimini sınırlayan sistemler olarak tanımlanan bu teknoloji sayesinde temelin ve hemen üstünden deprem yükünü aldığı için hastanenin deplasman yapmayacağı belirtiliyor. Bu sayede de hastane deprem anında ve sonrasında kesintisiz hizmet verebilecek. Mimari tasarımında enerji tasarrufuna ve atık yönetimine de büyük önem verilen hastanenin akülü araçlar için şarj noktaları da konulacak. Gelişen ihtiyaçlara göre gelecekte her türlü değişim ve dönüşüme uygun olarak tasarlanan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sismik izolasyon teknolojisi kullanılıyor. Bu teknoloji sayesinde depremin yıkıcı tesirleri minimuma indiriliyor.
Acıbadem Taksim Hastanesi’nde bahçe formlu bekleme odalarıyla sıfır stres
Toplam 23.760 m2 kapalı alana sahip, 15 katlı Acıbadem Taksim Hastanesi, kapılarını açtı. Doğa ile bütünleşen mimarisi ile farklı bir tasarıma imza atılan Hastane toplam 106 yatak, 15 yoğun bakım servisi, 12 multidisipliner yoğun bakım, 6 yenidoğan bebek yoğun bakım, 5 ameliyathane, 2 doğumhane, radyoloji, nükleer tıp, 33 adet poliklinik, labaratuvar ve diğer ünitelerine sahip. Şişli-Taksim bölgesinde, mimarisiyle semt siluetine farklı bir soluk katan hastanede, doğal malzeme ve natürel renk seçimleriyle yalınlık ve dinginlik hakim. Binada, Ressam Devrim Erbil'in eserlerine yer verilerek Taksim ve Beyoğlu'nun tarihi simgeleri kullanılıyor. Hasta ve hasta yakınları için özel olarak tasarlanan, tamamen gün ışığı alan yüksek tavanlı ve bahçe özelliğine sahip bekleme alanların bulunduğu hastanenin giriş katında yer alan kafeterya bölümü ise ferah iç ve dış mekanları ile dikkat çekiyor. Modüler ameliyathane sistemine sahip hastanenin ameliyathanelerinde modüler duvar sistemleri kullanıldı.
Bilkent Sağlık Kampüsü ilklere imza atıyor
Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi de önemli sağlık yatırımlarından biri. Avrupa’nın da en büyük sağlık kompleksi olan Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü, 1.2 milyon metrekarelik bir alana sahip. DİA İnşaat tarafından hayata geçirilen kampüsün konsept ve detay tasarımını N.K.Y Mimarlık ve Mühendislik üstlendi. 1.2 milyar euroluk bir yatırıma sahip olan projenin özel nitelikleri arasında trijenerasyon üniteleri, yeşil bina prensipleri yer alıyor. Bir defada inşa edilmiş dünyanın en geniş sağlık kampüsü 3 bin 662 yatak kapasitesine sahip olacak. Yapı içerisinde çok amaçlı salon, ihale salonları, mescit, kütüphane, fitness salonları, açık ofisler ve toplantı salonları da yer alacak. Kampüs, modern çağın konfor şartları ve estetik kaygılar gözetilerek fonksiyonel bir şekilde tasarlandı.
Shatt Al Arab Hastanesi’nin tasarımında da insan teması var
Türk mimarlık şirketleri yurtdışında çok sayıda sağlık projesi üstlenmeye başladı. Has ve Ertunga Mimarlık bu şirketlerin başında geliyor. 2014 yılında güçbirliğine giden Has ve Ertunga Mimarlık, yurtdışında önemli projeler üstlendi. Ertunga Mimarlık’ın Acıbadem Hastaneleri’ndeki, Has Mimarlık’ın ise Anadolu Sağlık Merkezi’ndeki başarıları güç birliğini ve yurtdışındaki yeni fırsatları da beraberinde getirdi. Has ve Ertunga Mimarlık’ın yurtdışında üstlendiği projelerden biri Irak’ın Basra şehrinde hayata geçirilen Shatt Al Arab Hastanesi. 60 bin metrekarelik bir alana kurulan ve 120 yataklı olan hastane, Irak Sağlık Bakanlığı'nın talebi üzerine ülkedeki diğer yatırımlarına da örnek olacak şekilde hazırlanıyor. Basra’nın en modern hastanesi olma hedefi ile tasarlanan projede, tasarımın merkezine insan temasını yerleştirilmiş durumda. Batıya özgü sağlık mimarisine ilişkin tüm unsunları içinde barındıran Shatt Al Arab’ın planlamasında kadın ve erkek hastalar için ayrı katlara da yer verildi.